5.1 C
İstanbul
22 Aralık 2024, Pazar
Kızılay Web Banner 728X090

Cevdet Yılmaz: Kurumlarımızı korumak hepimiz görevi

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Para politikasında da sıkı bir yaklaşıma doğru bir değişim söz konusu” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Proje bazlı, doğrudan sermaye yatırımı dediğimiz, ülkede kalıcı üretime, istihdama, ihracata güç verecek projeleri elbette arzu ediyoruz ve bu yönde de gayret ediyoruz. Son dönemlerde yaptığımız ziyaretlerin özü budur.” dedi.

Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne ilişkin sunumunun ardından eleştirilere yanıt verdi.

Anayasa’nın, gelirle, borçlanmayla veya başka şekillerde kaynak göstererek ek bir ödenek oluşturulabileceğini öngördüğünü belirten Yılmaz, ek bütçenin bu anayasal ve yasal çerçeve içinde getirildiğini, ek bütçelerin garipsenecek bir yanı olmadığını ve gelişmiş birçok ülkede de zaman zaman ek bütçeye ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

“YASAL ÇERÇEVE ORTADA”

Belirsizlikler, yeni oluşan birtakım şartlar ve etkilerle birçok ülkede benzer çalışmaların yapıldığını anlatan Yılmaz, “Bizim yasal çerçevemiz ortada. Ek bütçe kadar gelir koymak durumundayız. Gelirlerimizi de çeşitli kanunlarda değişiklik yapan kanun teklifi içinde ortaya koymuş durumdayız. Oradaki gelir yönlü tedbirlerle bütçe arasında bir tamamlayıcı ilişki olduğunu ifade edebilirim. Dolayısıyla bir taraftan giderlerimizi arttırıyoruz, bir taraftan da giderleri karşılayacak gelirler oluşturma gayretini ortaya koyuyoruz.” diye konuştu.

Cevdet Yılmaz, AK Parti dönemlerinde mali disipline dikkat edildiğini, küresel finansal krizin etkilediği geçici yükselişler dışında, genel itibarıyla bütçe disiplinine çok dikkat edildiğini belirtti.

Son dönemde yaşanan şartların etkisiyle bütçe açığında artış beklendiğini ifade eden Yılmaz, buna yönelik ek çalışma yapma ihtiyacı ortaya çıktığını kaydetti.

Bu sene arızi bir durum yaşandığını dile getiren Yılmaz, “Tabii bir süre daha etkileyecek bizi, onu da söylemek durumundayız. Depremin etkileri bu seneyle sınırlı değil. Bu sene toplam 760 milyarı aşan bir harcama var. Sadece merkezi yönetim bütçesinden bu harcamamız. Gelecek yıllarda da mutlaka bir ölçüde harcama olacaktır. Ama bir süre sonra bu harcamalar hesaplarımızdan çıkacaktır.” dedi.

“PARA POLİTİKASINDA DAHA SIKI BİR YAKLAŞIMA DOĞRU BİR DEĞİŞİM SÖZ KONUSU”

Yılmaz, enflasyonun kademeli bir şekilde düşürülmesi gerektiğini belirterek, “Enflasyonla mücadele ederken bir taraftan da resesyona düşmememiz gerekiyor, diğer yandan sosyal dengeleri gözetmemiz gerekiyor. Bütün bu dengeler içinde enflasyonu belli bir süreç içinde makul düzeylere indireceğiz. Bu çerçevede para politikamızda da yeni bir yaklaşım başlamış durumda. Bunun önümüzdeki dönemlerde de devam edeceğini görüyoruz. Dolayısıyla para politikasında da sıkı bir yaklaşıma doğru bir değişim söz konusu.” değerlendirmesini yaptı.

“TÜRKİYE’DEKİ YATIRIM FIRSATLARINI ANLATIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, mali disiplin, para politikası ve yapısal reformların yanı sıra dış kaynakların da önemli olduğunu vurgulayarak, “Proje bazlı, doğrudan sermaye yatırımı dediğimiz, ülkede kalıcı üretime, istihdama, ihracata güç verecek projeleri elbette arzu ediyoruz ve bu yönde de gayret ediyoruz. Son dönemlerde yaptığımız ziyaretlerin özü budur. Büyük oranda muhataplarımıza Türkiye’deki yatırım fırsatlarını anlatıyoruz. ‘Enerjiden savunma sanayisine, sağlık endüstrilerinden başka alanlara kadar gelin buraya uzun vadeli yatırım yapın’ diyoruz.” açıklamasında bulundu.

Kur Korumalı Mevduat’ta Hazine desteği uygulamasının Merkez Bankasına devrinin temel amacının uygulamayı, bütüncül şekilde ve tek elden yürütmek, bir taraftan da merkezi yönetim bütçesini daha öngörülebilir hale getirmek olduğunu aktaran Yılmaz, “Kamu açısından bakarsanız çok fark eden bir şey yok. Toplam kamu mantığıyla bakarsanız, merkezi yönetim bütçesinden başka bir alana geçmiş oluyor.” dedi.

“KURUMLARIMIZI KORUMAK HEPİMİZİN GÖREVİ”

Yılmaz, TÜİK’in BM’nin ulusal hesaplar sistemi ile Avrupa İstatistik Kurumunun ölçütlerini esas alarak iş yapan bir kurum olduğunu ifade etti.

Bütün kurumların teknik olarak belli bir hata marjıyla çalıştığını dile getiren Yılmaz, dünyanın bütün istatistik kurumlarında aransa mutlaka birtakım hataların bulunacağını ancak TÜİK’in sistematik bir hata yaptığını düşünmediğini söyledi. Yılmaz, “TÜİK’i, kurumlarımızı korumak, gözetmek hepimizin görevi. Varsa bir eksiklik onu da genel ifadelerle değil, somut olarak anlatmanız lazım. ENAG ile TÜİK’i mukayese etmek, elma ile armudu mukayese etmek gibi.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bir taraftan katma değeri yükselten, diğer taraftan istihdamı koruyan sektörlerde gelişme sürecini devam ettireceklerini aktararak, “Türkiye ekonomisi son 3, 4 yılda büyüme ve istihdamda dünya ile mukayeseli olarak baktığımızda son derece olumlu, güçlü bir performans ortaya koymuştur. Bu rakamlarla da ortadadır.” ifadelerini kullandı.

Yılmaz, deprem bölgesinde terkin edilen borçlara ilişkin herhangi borç takip işlemi yapılmasının söz konusu olmadığını da bildirdi.

TÜRKİYE TEK YÜREK KAMPANYASI

Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra başlatılan Türkiye Tek Yürek Kampanyası’na değinen Yılmaz, “85 milyar lira civarında nakit yatırılmış durumda. Bunun dışında da yapılan bağışlar var. Bir taraftan da başka kampanyalardan gelen yaklaşık 27 milyar lira var. Şu ana kadar 112,2 milyar lira bağış yapılmış.” bilgisini verdi.

Toplanan miktarın 38,2 milyar lirasının harcandığını, kampanya hesabında 74 milyar lira bulunduğunu anlatan Yılmaz, “Bu da depremzede vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına yönelik gün gün kullanılıyor. Bir taraftan da yeni bağışlar geldiyse o da hesapta birikmiş oluyor.” diye konuştu.

En düşük emekli maaşını 7 bin 500 liraya kadar çıkardıklarını, bunun son 1 yılda yüzde 114’lük artış anlamına geldiğini kaydeden Yılmaz, eskiden 10,5 milyon kişinin alt sınırın altında aylık almaktayken bunun 4,9 milyona kadar düştüğünü belirtti.

Asgari ücrette yüksek artış yaptıkları halde, alt sınır aylığının, geçen yıl temmuzda asgari ücretin yüzde 64’ü iken bu temmuzda yüzde 66’ya yükseldiğinin altını çizen Yılmaz, oransal olarak asgari emekli maaşında küçük de olsa iyileşme olduğunu sözlerine ekledi.

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Stay Connected

0BeğenenlerBeğen
3,913TakipçilerTakip Et
0AboneAbone Ol
- Advertisement -spot_img

Latest Articles